Olmak ya da Olmamak
- Senem Şahin

- 19 Ağu
- 1 dakikada okunur
Var olmak istiyorum, görülmek istiyorum, duyulmak istiyorum, bilinmek istiyorum. Davranışlarıma yansıttığım değerlerim bunu açıkça ortaya koyuyor. Pusulam değerlerimdir. İşimde veya evimde, markette veya hastanede, bankada veya sokakta nerede olursam olayım varlığımın farkında bir ben ile yürüyorum. Adam yerine konmak dersem daha düz bir anlatımla netleştirmiş olurum sanırım. Cüceloğlu'nun da söylediği gibi İnsan ilişkiler içinde tüm boyutlarıyla adam yerine konup konmadığını hissediyor. İşte bütün mesele bu. Önemsenmek, umursanmak, kabul edilmek, yapabileceğine güven duyulmak, emek ve zamana değer olmak, sevilmeye ve sayılmaya değer görülmek.
Var olmaktan hoşlanan bir yapımız olduğu kesin, bunu birbirimize yansıtma şekillerimizde ise seçilmiş ortak tutumlarımız yani değerlerimiz ortaya çıkıyor. Kişiliğimizin temel taşlarından biri olan değerlerimiz ile bir toplumu oluşturuyoruz, bulunduğumuz işlerde birey birey değerlerimiz ile şirketlerin değerlerini oluşturuyoruz ya da şirketin değerlerini benimsemeye çalışıyoruz. Ya bireyler dönüşüyor ya da ortak tutumların değişmesiyle birlikte şirketler dönüşüyor.
Ters düştüğümüz noktalar ise çatışmaları doğuruyor. Ya birbirini var eden insanlardan oluşan bir topluluk oluşturuyoruz ya da birbirini yok eden, yok sayan bir topluluk oluşturuyoruz. Sonra tükeniyoruz. Her taşın altından çıkan ise birbirimizi yok sayışımız, umursamayışımız, önemsemeyişimiz. İçinde bulunduğumuz toplumda da temel meselemizin bu olduğunu düşünüyorum. Yetiştirdiğimiz her bireyin eğitim öğrenim sırasında içi boşaltılmış değerler üzerine eğitim görmesi, davranışlarının sonucunun geleceğimizi ne denli etkileyeceğini öğrenemeyişi ve etik anlayışın da hukuk kadar önemli oluşunun bilincinin yerleşmemesi bir arpa boyu yol alamayışımızı açıklıyor.
Var olmak ya da olmamak işte bütün mesel bu!
Sevgiler
Yorumlar