Meseleler
- Senem Şahin

- 6 Ağu
- 2 dakikada okunur
“Hiçbir şeye gücüm yok, acılar dışında” demiş Kafka. Yazmak, hafif bir psikolojik semptom aslında, melankoli olmazsa olmazlardan. Duygular taşıyor çünkü ve bazen yeterli gelmiyor iç sesinle konuşmak, başkaları da duysun istiyorsun, yeryüzüne dayanabilmek istiyorsun, bunca olup biteni kendi köşenden sessizce izlemek yeterli gelmiyor bazen. Etraf çok gürültülü ve kimsenin sitemini duymak istemiyorsun. Hiçbir itiraz işitmek istemiyorsun.
Geriye bakıyorum da ya bir dağın başında ya bir köyde ya bir harabede yetişmiş olsaydım ile farkım ne olurdu acaba? Bir şehirde, sırasıyla tüm okullarını tamamlamış, tüm gerekli rutinlerden geçmiş, üniversiteyi de bitirmiş, iş öncesi iş alıştırması olan stajlarını da görmüş, aile sevgisi ile büyümüş, eksik hissetmemiş olan ben yaşantımın tam da şu anlarında bir denizin derinliğinden kıyıya ulaşma çabası içerisinde yüzerek çıkmaya çalışır gibi hissediyorum.
Düşünce özgürlüğüne kavuşturulmamış bir ülkenin kadını olarak fazlasıyla bilmenin ve çok düşünmenin acısıyla kıvranıyorum. Ailelerinin sessizliğinde sesleri kaybolmuş çocukların ve gençlerin geleceklerini düşündükçe ürperiyorum.
Ülkemde halen korku filmi izleyen bireyler sözüm size, yaşadığımız hayatların gerçek korkular olduğunu algılamalısınız ve artık bilinçsiz bir kurtuluş olmayacağını bilmelisiniz. Paraya bağlanıp kendi paçasını kurtarmak çağdaş dünya için geçerli bir deyim değil. Birlikte yaşanılan yerse eğer toplum, şöyle bir yaşayıp ölelim değilse maksat, bireysel değil toplumsal bir bilinçle yaşam mücadelesi verilmesi gerektiği bilinmelidir.
Tüm sosyal mücadelelere rağmen eğitimimin, sosyal bir çevrede yaşıyor ve çalışıyor olmamın dahi beni sosyal bir varlık olmamdan alıkoyduğu zamanlar yaşıyorsam uzunca bir süredir, tiyatroya gidecek bir zaman, sinemaya gitmek yerine evde izlemenin daha az maliyetli olduğunu birbirimize ispatlamaya çalışıyorsak, eskiden olduğu gibi müsaitseniz annemler bu akşam size gelecek cümleleri azalıp misafir maliyeti üzerine bile değerlendirmeler başladıysa çoktan, her istediğimiz yemeği yiyemiyorsak, her istediğimizi giyemiyorsak, yılda en az bir kez bile tatile gidemiyorsak, eğlenmeyi unuttuysak, her gün ölüyorsa birileri genç yaşlı demeden, yediğim sebzeden korkuyorsam, içtiğim sudan tedirginsem neden şehir de yaşıyorum ya da neden çocuğuma benim yaşadıklarımı yaşaması için bir eğitim aldırıyorum diye geçmiyor değil aklımdan…
İnsanca yaşamayı bu denli istemek, bunun için bilinçli olmak, bilinçsiz yaşam insan yaşamı değildir diye isyan etmek, bunun için tükenmek eğer depresyon demek ise ben ağır depresyondayım…
Yorumlar